13 Nisan 2014 Pazar

Ikinci Erkekler, Erkeklerimiz

Ah bu Kore dizileri, baş role hatun üstüne hatun verirken aşk sarhoşu yaparken ikinci erkeği acıya, gama boğup gollum kıvamına getirene kadar kederlere sürüklüyor, maşukuna olan aşkını Sauron'un yüzüğüne olan hasretinden beter yaşatıyor. Maşukun gül cemalini göstertiyor, kalbinde çakmak taşıyla aşkın alevini hiç yoktan yere yakıyor da söndürmek için ağızda tükürük bile bırakmıyor. Sıcacık gülümsemesiyle Alaska soğuklarında içten harlatıyor da sıcağına doyamadan ayağının altındaki buzu çatlatıp eksi milyon derecedeki sularda beyin kıvrımları buz katmanlarına dönene kadar hücrelerine soğuğu nakşediyor. Çektiriyor da çektiriyor ama izleyici de görüyor, acı çekeni seviyor, has erkek ağlayan erkektir diyor, içindeki öküze dur demiş bunu biz evde besleyelim kelamları döküyor...

Dışım serttir ama içi pamuk helva, sayarım söverim de sevdiceğime gül kokulu lakırdılar ederim, elaleme haşin nazar ederim ama yarime bakarken doymuş doymamış her türlü yağları eritirim edalarıyla aşkını maşukuna sırat köprüsünden geçse de göstermeye kararlı Kim Woo Bin bedeviler sınıfında ilk sırada;


"Bir şey söylemek zorunda değilsin... Yalnız olduğum için geldim."

Der ama gönül bu civanı bırakır kendini baş rolün kollarına atar. Yine de Kim Woo Bin hayranlarına bu bakışla "Anne ben nerelere gideyim naraları" attırmıştır.

Gelemem dört duvara, severim yayla mayla, çadırı da kurduk mu çardağın oraya çalarım sana Akdeniz Akşamlarını gitarla dese de Kim Bo Tong'a bir diğer zalım hayatın sillesini yiyen oyuncumuz Lee Jang Woo yine de alamamıştır kalbini ellerine yarinin. Uzanmış, hissetmiştir de Jang Geun Seuk'a mühürlü yürek sökülmemiştir yerinden. Kandırmaya çalışmıştır, etme eyleme adam jigolonun önde gideni madde üstüne kadın dizdirdi 16 bölümde bakmaz bu sana, hem kısasın biraz da pejmürde istemez seni açtım kollarımı kız koşsana dese de Bo Tong diremiştir ayaklarını yere, zamklamıştır ikinci elden aldığı pabuçlarını yola yine de gitmemiştir Jang Woo'ya. O da yemiştir yani Osmanlı tokadını nakavta düşmüştür, kendine "dağlarım deldim tek başıma çölleri aştım bir tek ben" ezgileriyle dolanan hatun aramaya koyulmuştur. Zaten kaderine bu rakibin yazılmasıyla bedevilikte master yapmışsın loser'ım hayranlarının kalbinden ötesi yazılmamış sana.

 

"Hayvanat bahçesinde fıstık attığın mantolu pavyanın olayım gel bana."

Demiştir ama gelin görün ki Bo Tong "sevdim ama kimi en feleğin çemberinden geçmiş birisini" diye lakaplar dizdiği Jang Geuk'tan vazgeçememiştir.. Omuz silker, gerekirse evde kalır camda tünerim, Namsan'da kilidim olmasa da olur, Han Nehri'ne tek başıma baksam da olur demiş ama Jang Woo'ya varmamıştır. Bu laflar üzerine intihar etmemiş olması Jang Woo'nun aklı selim olduğuna işaret sanırım.~~

Hayalet de neymiş boynuma sarımsak takarım, o da olmadı iki hoca bağlarım, Ghost Hunters'a sponsor olurum, Casper'ı bize çağırırım sen yeter ki ol benim dedi ya Seo In Guk, Gong Hyo Jin'e. Sığınağın olurum, istersen keser kolumu tutmaçın olurum, geceleri başında bekleyen baykuşun olurum yeter ki gel bana nameleri dizdi ya peşi sıra. Cupid nasıl çaktıysa oku hatuna kalbi dönmedi ya bir türlü Kang Woo'ya. Hayaleti sevdi önüne kahveler dizdirdi de bir buse konduramadı ya ikinci oğlana. Sığınağını buldu, artçı sarsıntılarda ona koştu, iki dokundu da huzuru buldu ama In Guk'u kelepçelerle bağladı ya en fakir hintlinin çivili yataklarına. Saldı onu da hayranlarının kollarına, yaralı bereli sırtına yoğurtlar sürdürttü ya.


"O sığınağın olursa ben paratonerin olurum, ecza dolabın olurum olmadı itfaiyen, ambulansın bile olurum."

Dedi ama yok benim ateşim, şimşeğim, yaram berem bana ne gerek o bana gerek So Ji, So Ji nidalarıyla destur çekti ve kendini So Ji'nin muscle muscle diye atan kollarına bıraktı ya hatun. Seo In Guk da kendini önce çöllere sonra da yırtılan gömleğini değiştirmek, çatlayan ellerini nemlendirmek, akan kalemini tazelemek, yolda yediği lipstickini yenilemek birde acıkmış karnını doyursunlar diye hayranlarına yollandı ya.


İkinci erkekler, erkeklerimiz dizilerde maşukunun nazarı üstüne düşsün diye başını secdelere götüren erkeklerimiz. Gül cemalini göreyim diye adaklar adayan, saçının teli bile değil kokusu burnuma değsin o da yeter diye telli babaya bakır kablolar çeken erkeklerimiz. Yarinin dilleri ağu olsa da, bakışları kem dokunuşları kor olsa da sevdiniz ya "Ne varlığa sevinirim/ Ne yokluğa yerinirim/ Aşkın ile avunurum/ Bana seni gerek seni" dediniz ya o an çeldiniz gönülleri, akılları.~~ 













2 yorum:

  1. Tebessümle okudum yazını ellerine sağlık. Yalnız sen ikinci adam görmemişsin hiç :) Kıdemli ikinci adam var. Joo Sang Wook. Oynadığı şu son Cunning Single Lady'de sanırım ilk defa ilk erkek rolünü oynuyor. Bu arada IU'nun olduğu gifler çok eğlenceli gözüküyor.

    YanıtlaSil
  2. Geceleyin daha fazla zorlamayayım kafamı bütün şehrin elektriği bendeki kaçaktan dolayı kesilmesin dedim de üç tane yazdım :P Woo Bin'i birinci yapacaktım da diğerleri doğaçlama oldu~~ Joo Sang Wook aklıma gelmedi hiç ya, zaten böyle giderse ikinci erkekler bir Ejderha Mızrağı serisi dizeceğimizden ona da yer veririm başka bir yazımda. Beğenmene de çok sevindim ayrıca, yaşasın aşıkından yüz bulamayıp hayranlarıyla avunan maşuklar :P

    YanıtlaSil